Gerçeklikte yaşanan izleklerin, imlerin, yaşantıların, olayların rüya olarak bilinçte yeniden şekillendirildiği ve daha sonra bizlere “hin bir bilinç oyunu” olarak sunulduğu mu savunulur? Freud’un da belirttiği gibi rüyada görülen her karakter özünde bizden bir parçanın yansıması mıdır? Nilüfer Üstündağ, rüyaların uyanık yaşamın zihinsel faaliyetleriyle ilişkili anlamlarını araştırma yoluna gidiyor. Bilinç dışı içgüdülerimizin rüyalar aracılığıyla bizlere gözükmesine ve rüyaların bireysel bir keşif aracı olabileceğine dikkat çekiyor.
“Gündüz düş görenler, yalnızca gece düş görenlerin kaçırdığı birçok şeyi görürler” der Edgar Allan Poe. Sergi, Nilüfer Üstündağ’ın bir yıl boyunca İzmir-Aydın tren yolculuğu sırasında gördüğü gündüz düşlerinin betimlemelerinden oluşmaktadır.
Sanatçı siyah beyaz illüstratif olarak betimlediği rüyalarında gerçeğin izini ararken, izleyicileri de bir düş yolculuğuna davet etmektedir. Betimlediği illüstrasyonları ile kendini keşfetme yolculuğunda rüya ve gerçeklik arasındaki gizemli bağlantıyı çözmeye çalışan Üstündağ, bu serüvenini izleyiciler ile paylaşmaktadır.