İzmir’in bağımsız tiyatro öncülerinden Tiyatro4’ü, sahneye taşıdığı güncel oyunlar ve İzmir için geliştirdikleri ulusal/uluslarası projelerden tanıyoruz. İki sezondur başta İstanbul ve Ankara olmak üzere bir çok şehirde sahneledikleri “Shakespeare Öldü Aş Bunları” ile geniş bir izleyici kitlesine ulaştılar. Tiyatro4’ün kurucularından, aynı zamanda oyunun da yönetmeni olan Kağan Uluca’dan, İzmir’in bağımsız sahneleri, oyunları ve geride bırakmak üzere olduğumuz tiyatro sezonunun kısa bir değerlendirmesini almak istedik. Keyifli okumalar, bol tiyatrolu günler dileriz.
Bu Sezon İzmir’in Yeni ve Bağımsız Sahnelerinde Neler Oldu?
Son bir kaç yıldır atılımda olan İzmir’in bağımsız tiyatroları, bağımsız salonların artmasıyla oyunlarını periyodik sahneleme imkanı buldular ve bunu iyi değerlendirdiler. Geçtiğimiz senelerde sadece merkezdeki belediye salonlarında gösterim yapabilen tiyatrolar, seyirci kapasiteleri 50 – 80 arası değişen, seyirci ile iç içe oynama imkanı tanıyan salonlara çabuk ayak uydurdular ve sahneleme biçimlerini güncellediler. Yeni sınırlar ve imkanlar sunan bu salonlarda haftanın üç günü farklı oyunların sahnelenmesi İzmirli seyircinin dikkatinden kaçmadı ve tiyatrolar gibi seyirciler de bakış açılarını güncellediler. Söz konusu salonların hemen hepsinde, “Shakespeare Öldü Aş Bunları”nı sahneleme sürecinde gördüğüm ise salonların teknik yeterliliğinin de geliştiği oldu. Kentin farklı alanlarında açılmaya devam edecek olan bu sahneleme alanları, tiyatronun dışında; performans, fiziksel tiyatro, dans tiyatrosu gibi çeşitli disiplinlere de ev sahipliği yapıyor. Bu alanlarda üretimin artmasına katkı sunacaktır.
Tiyatro Terminal’in “Ferhad ile Şirin”i başarılı bir uyarlama
Bu sezonun başında açılan yeni salonlardan Sahne Terminal’i, kentin bu tip sahnelere nasıl ihtiyacı olduğunun bir örneği olarak gösterebiliriz. Sezon boyunca pek çok tiyatro ekibine ev sahipliği yaptı Tiyatro Terminal. Kendi oyunlarını da burada sahnelediler. Geçen sezon İzmir Sanat’ta sahneledikleri göçmen sorunu ve sömürüsünü ele alan, çağdaş Alman tiyatrosunun önemli metinlerinden; Roland Schimmelpfennig’in yazdığı, “Altın Ejderha”yı bu sezon Sahne Terminal’de sahnelemeye devam ediyorlar. Nazım Hikmet’in eserinden uyarladıkları “Ferhad ile Şirin” ise bu salon için tasarlanmış. Terminal’in tiyatro dilini ve bakış açısını temsil eden başarılı bir oyun.
Tiyatrohane zengin bir program sunuyor
Sezonun ikinci yarısı Bayraklı’da açılan Sahne Modda’da ise Tiyatrohane tarafından sahnelenen Rick Cleveland’ın tek perdelik kara komedisi “Jerry ve Tom Kiralık Katiller” ile gösterimlerine devam ediyor. Hızlı kurgusu ve sert mizahı ile seyirciye süpriz vaad ediyor ve gerçekleştiriyor. Bu oyunun yanı sıra Forum Tiyatro ve Doğaçhane grubuyla tiyatro sporu ve doğaçlama tiyatro gösterileri yapan Tiyatrohane zengin bir program sunuyor. Ev sahipliği yaptıkları çeşitli atölyeleri takip edebilirsiniz.
Tiyatro Salt, cesur davranmaktan çekinmiyor
Uzun süredir kendi sahnelerinde gösterim yapan Tiyatro Salt ise özgün işler üretmekte ve cesur davranmaktan çekinmiyor. “Sessizliğin Beş Çeşidi” aile içi şiddet ve taciz konularını seyircinin yüzüne çarpan bir oyun. Yeni oyunları “İtirazım Var Masallara” ise Bahadır Yüksekşan’nın oyunculuğu ile takdiri ve izlenmeyi hakediyor. Pavyon çalışanlarının bıçak sırtı hikayelerini bildiğimiz masal kahramanları ile harmanlayan Yüksekşan, oyunu aynı zamanda yazıp yönetmiş.
Tutku ve ısrarlarını ortaya koyan bir ekip; Ege Sanat Atölyesi
Şehrin farklı alanlarında gösterim yapan genç tiyatro ekibi Ege Sanat Atölyesi’nden bahsetmeden geçemeyiz. İki sezondur sahnelemeye devam ettikleri Ümit Ünal’ın filminden uyarladıkları “Dokuz”, bir mahallede gerçekleşen cinayetin soruşturması. Sorgu sürecinde mahallelinin ardı sıra sırları açığa çıkarken temiz oyunculuklarıyla ve sahneleme biçimleriyle göz dolduruyorlar. Bu sezondaki yeni işleri Samuel Beckett uyarlaması “Godot’yu Beklerken ya da Işıkçının Ölümü” ise izlenmeli. Ege Sanat Atölyesi önümüzdeki sezonlarda sahneleyecekleri oyunlar için bende şimdiden merak uyandırdı. Tutku ve ısrarlarını ortaya koyan bu ekibin yeni işlerini merakla bekliyoruz.
Festival sürecinde yerel tiyatro grupları merkez sahnelerde görünür olmalı
Daha önceki yıllarda olduğu gibi, bu yıl da festivalde merkez sahneler turne oyunları ve tiyatro topluluklarına açıldı. İzmir’li tiyatro toplulukları, doğru organizasyon, altyapı ve yeterli tanıtım çalışması olmadan çevre ilçelerde oyunlarını sergiledi. Bundan şikayetçi olunmadığı gibi, her sene olduğu üzere bu sene de ekipler başarıyla işlerini icra etti. Ancak; İzmirli toplulukların daha fazla öne çıkarılması lazım. Bu bağlamda, merkez sahnelerde yerel tiyatro gruplarına daha fazla yer verilmesi, İzmirli’nin yerel tiyatro gruplarını daha iyi tanımasını ve takip edebilmesini sağlayacaktır.
İstanbul’da endüstrileşen tiyatro artık yavaş yavaş İzmir’e de sahneler açıp, bir ayaklarını buraya atıyor. Bu durum özellikle kısa vadede İzmir kültür sanat yaşamını hareketlendirecek, renklendirecek gibi görünüyor. Festivalde İzmir gruplarına da adil yaklaşım sergilenmesi, İzmir’i; kültür sanatı ithal eden değil, üreten bir kente dönüştürecektir.
Bağımsız tiyatrolar “zincirlerini kırdı”
Seyirci bağımsız tiyatrolara verdiği değeri, ilgisiyle, geri dönüşleriyle açık olarak gösteriyor. Bu ilgi, yeni tiyatro gruplarının ortaya çıkış sürecinde onlara da cesaret veriyor. Her sezon üretilen işlerdeki kalite artarken, yeni ekipler oluşurken, İzmir seyircisi de gelişiyor. Geçmişe, çok değil örneğin beş sene öncesine baktığımızda, yerel ekiplerin önemsenmediğini görüyorduk. Yerel tiyatro ekiplerine küskün bir İzmir seyircisinden söz ediyorduk. Bağımsız tiyatrolar bu zinciri kırarak dikkat çekmeyi başardı. Artık haftada 3 farklı gösterim yapan salonların dolduğunu gözlemliyoruz. Bağımsız tiyatroları keşfetmek, tavsiye etmek, izlemek İzmir seyircisi için “trend” oldu diyebiliriz.
Disiplinlerarası işbirliklerinin kurulması, İzmir’de güncel sahne sanatına değer katıyor Kent’te yaşanan bu gelişmeler, İzmir’de yaşayan sanatçıların bir araya gelmesine imkan tanıyor. Bir yandan bağımsız tiyatrolar gelişirken diğer yandan da bu durum disiplinlerarası işbirliklerinin kurulmasına ve yeni projelerin gerçekleştirilmesine yol açıyor. Tiyatro4 olarak geçen yaz gerçekleştirdiğimiz “Özgür Hisset” ve bu sezon Originn co-working’de gerçekleştirdiğimiz “Bir Arada” projesine gelen seyircilerin geri bildirimleri oldukça olumlu. Seyirci kendine dair ve güncel ürünler görmek, desteklemek, takip etmek istiyor. Kentimizde performans, çağdaş dans ve güncel tiyatro alanında ürünlerin artması bunun habercisi. Güncel sahne sanatını İzmir’de yükselen bir değer olarak görmek çok olası.
www.tiyatro4.com
Tiyatro4
@tiyatro4