Bornova Belediyesi Şehir Tiyatrosu 1992’den bugüne, izleyiciyle buluşturduğu onlarca oyun ve taşıdığı “İzmir Devlet Tiyatrosu’ndan sonra şehirdeki tek kadrolu repertuvar tiyatrosu olma” niteliğiyle tiyatroseverlere kapılarını açıyor. Uzun yıllardır hizmet ettiği Bornova Belediyesi Şehir Tiyatrosu’na uluslararası deneyimlerini taşıyan, BBŞT Genel Sanat Yönetmeni Onur Erdoğan’dan; “bir tiyatro kenti” olarak İzmir’e dair vizyonu, İzmir Tiyatrosu ile ilgili izlenimlerini, BBŞT’nin sezonu, oyunları, proje ve hedefleri ile ilgili değerlendirmelerini aldık. Bol tiyatrolu günler, keyifli okumalar dileriz. Dünya Tiyatro Günü’nüz kutlu olsun!

Şehrin ilçelerine genişletilen festivaller kent merkezine uzak izleyiciye fırsat sunuyor
Tiyatro festivalleri sanatseverler açısından çok büyük değer taşıyor; festivaller aracılığı ile farklı tiyatroların çalışmalarını takip edebiliyor ve bu tiyatrolar ile kentin tiyatroları arasında değerlendirme yapabiliyoruz. Bu durum, seyircinin beklenti seviyesinin farklılaşmasına neden olurken yerel tiyatroların da nitelik açısından kendilerini değerlendirmesine olanak tanıyor. Dünyanın her yerinde sokağa ve insana dinamizm getiren sanat olayları arasında büyük bir yer tutan tiyatro festivallerinin sayısının artması hem seyirci sayısını artıracak hem de kentin sanat yaşamını renklendirecektir.

İzmir Tiyatro Günleri, kentin en uzun soluklu tiyatro organizasyonlarından bir tanesi. Bu sene festivalin şehrin neredeyse tüm ilçelerine genişletilmiş olması kent merkezine uzak izleyiciye fırsat sunmak açısından oldukça değerli bir gelişme olarak öne çıkıyor. Bu genişlikte bir organizasyon yapıyorsanız sanatçının ihtiyaçları ve oyunların gösterileceği alanların bu ihtiyaçları karşılayacak düzeyde olması hem sanatçı hem de seyirci açısından büyük önem taşıyor; optimum standartların sağlanması gerekiyor. İzmir festivallerinin, atölye ve sokak performanslarının emsallerinin gerisinde olduğunu -maalesef- görmek zorundayız.

Tiyatroyu benimsetmenin koşulu şehir yaşamının içinde var olmaktan geçiyor
İzmir seyircisinin genel olarak klasik bir tiyatro anlayışı var. Son 25 yılda Devlet Tiyatrosu ve Belediye Tiyatroları dışında düzenli perde açabilen bir kurum olmadığını göz önüne aldığımızda bu durumu yadırgayamayız. Bornova Belediyesi Şehir Tiyatrosu olarak repertuvar planlamalarımızda her zaman yeniyi denemeyi ihmal etmeyen tercihlere yer vermeye çalışıyoruz, ancak İzmir gibi büyük bir kentin seyirci tercihlerini kolay değiştiremiyorsunuz. Fiziksel tiyatrolar, sokağa yayılan performanslar, bar tiyatroları vb. alternatif topluluklar kent için maalesef yeterli sayıda değil, ancak en azından son yıllarda varlıklarını artırdıklarını ve daha fazla görünür olmaya başladıklarını söylememiz mümkün. Tiyatroyu benimsetmenin koşulu şehir yaşamının içinde var olmaktan geçiyor, bu nedenle festivallerin farklı biçimlerde üreten tiyatrolara yer vermesi, belediyelerin deneyen topluluklara alan açması yeni seyirci kitleleri oluşması için önemli bir konu olarak yerini koruyor.

Türkiye’nin üçüncü büyük kenti İzmir, potansiyelinin farkına varmalı
İzmir, bundan birkaç sene öncesine kadar, nitelikli sahnelerin ve özel tiyatroların eksikliğini çok fazla hisseden, kent dinamikleri göz önüne alındığında tiyatro üretimi açısından oldukça kısır sayılabilecek bir şehir tablosu çiziyordu. İzmir seyircisinin yerel grupları çok fazla takip etmemesi ve popüler isimlerin yer aldığı İstanbul merkezli tiyatroların turne gösterilerine ilgi göstermesi, tiyatro üretimini yerel gruplar açısından oldukça zorlaştırıyordu. Bu durumun son yıllarda kırılmaya başladığını görüyoruz. Nitelikli özel tiyatroların sayısı gün geçtikçe artıyor ve bu tiyatrolar kendi alternatif sahnelerini yaratıyor. Özel sahnelerin yanı sıra Devlet Tiyatrosu da yeni sahnelerini açarak daha fazla izleyiciye ulaşma yolunda önemli yatırımlar yapıyor. Ancak açıkça dile getirmemiz gerekli; Türkiye’nin üçüncü büyük kenti İzmir çok daha fazlasını gerçekleştirecek potansiyele sahip ve bunu hak ediyor.


İzmir’in uluslararası sanat alanındaki varlığını artırması vizyonu ile hareket etmek gerekiyor
Yurt dışı festival ve tiyatro atölyelerine mümkün olduğunca sık katılıp yerinde takip ediyorum. Hem bir tiyatrosever hem de tiyatrocu kimliğimle beklentim İzmir’in uluslararası sanat alanındaki varlığını artırması ve yakalayacağı standardı uzun yıllar sürdürebilmesi. Dünyayı referans aldığımızda gerek ekonomik gerekse büyüklük olarak İzmir’in çok gerisindeki kentlerin yaptığı uluslararası festivalleri, sanat olaylarını ve barındırdıkları prestijli sahne, galeri, müze vb. merkezleri gördükçe İzmir’in böyle bir vizyona ihtiyacı olduğunu görüyoruz. Bu atılımı gerçekleştirebilecek olanaklara fazlasıyla sahip olduğumuz gerçeği ortada duruyor. Festivallere davet edilen iki yabancı grupla o festival maalesef uluslararası nitelik taşımıyor. Dünyanın önemli tiyatrolarının İzmir’de gösteri yapabileceği büyüklük ve özellikte bir sahne bulunmaması, yerel tiyatroların şehir ve ülke dışına ulaşacak üretimler yapabilmesi için yeterli fon ve sponsorlukları bulamaması bu anlamda en büyük eksikliklerimiz olarak öne çıkıyor.

Diğer taraftan; BBŞT olarak bizim neyi arzuladığımız kurumsal gelecek planlarımızı ifade edebilmek için önemli bir soru olarak karşımıza çıkıyor. BBŞT, bir bölge tiyatrosu ve bölgesindeki izleyicinin seyir ihtiyacını karşılayabilmesi için nitelikli ve sürekli üretim yapmak durumunda bulunuyor. Öncelikli misyonumuz; Sevda Şener, Nedret Güvenç ve Ayfer Feray sahnelerimizde periyodik olarak perde açan repertuvar tiyatrosu ve her yıl 300’ün üzerinde öğrencimize kurs verdiğimiz eğitim kurumu kimliklerimizi sürdürmek. Ancak, gelişen dünyaya ayak uydurmak istiyorsanız konumunuzu korumaktan öte ilerleme kaydetmek zorundasınız. Bu nedenle bölgemizi genişletmek, daha fazla seyirciye hitap etmek, uluslararası bağlantılarımızı artırmak üzerine çok fazla projemiz var. Yeni dönemde bu projelerimiz ile ilgili daha fazla somut adım atıyor olacağız.


BBŞT için sezon; yeni deneyimler ve büyük ilgi gören oyunların dengeli biçimde harmanlanması ile şekilleniyor
BBŞT bu sezona Ant Aksan’ın bir önceki sezon yönetmiş olduğu “Ziyaret” oyununun yeni yorumu ile başladı, bu hem bizler hem seyircimiz için değişik bir deneyimdi. Ant, aynı oyunu bambaşka bir reji ile tekrar yönetti, oyun Nilüfer Tiyatro Festivali’nde yer aldı ve Bursa seyircisinin de beğenisini kazandı. Yine önceki sezon oyunlarımızdan olan Hakan Taner Yıldırım’ın yönettiği “Küheylan” uzun bir süre sahnelendi. Özdemir Nutku Tiyatro Ödülleri’nde en iyi kadın oyuncu, en iyi yönetmen, en iyi oyun ödüllerini alan, Ant Aksan’ın yönettiği “Jeanne d’Arc’ın Öteki Ölümü” adlı oyunumuz seyirciden gelen yoğun talep doğrultusunda yeniden sahnelendi.

Ocak ayından itibaren Arzu Leylak’ın yazdığı ve İbrahim Güngör’ün yönettiği çocuk oyunumuz “Başka Bir Bremen Mızıkacıları Hikayesi” oynanmaya başlandı. Özellikle kukla performanslarıyla çocukların beğenisini kazanan oyun sezon sonuna kadar oynanmaya devam edecek. “Başka Bir Bremen Mızıkacıları Hikayesi” 23 Nisan haftasında Balıkesir’de de sahnelenecek. Çevre illerden gelen talepleri de çok önemsiyor ve tiyatroyu daha geniş kitleler ile buluşturmanın keyfini çıkarıyoruz.

Sezona Moira Buffini’nin yazdığı ve yönetmenliğini benim üstlendiğim “Sessizlik” adlı oyunla devam ediyoruz. Ocak ayında, geçtiğimiz yıl hayata geçirdiğimiz ve BBŞT seçme öğrencilerinin yer aldığı deneme topluluğumuz olan Atölye Sahne; Ayça Üzüm’ün yazıp, Hakan Taner Yıldırım ve Ozan Gökmen’in yönettiği “Sınırda” oyunuyla seyirci karşısına çıktı. “Sınırda” Mart ayı sonuna kadar Nedret Güvenç Sahnemizde oynanmaya devam edecek.

Sahne Arkası kurs programımız 2019 yılının en farkı projelerinden biri olarak öne çıkıyor. Tiyatronun mutfağını merak eden kursiyerler, sahne tasarımcımız İlker Şahin koordinasyonunda; sahne, butafor, ışık, makyaj, maske, kukla vb. sahne arkası eğitimleri alıp, ana kadro oyunlarının sahne arkasında staj yapma, deneyimleyerek öğrenme şansı yakalıyorlar. Bu hem kursiyerler hem de bizler için çok keyifli bir deneyim.

 

Onur Erdoğan Hakkında

1978, İzmir’de doğdu. 1996 yılında başladığı tiyatro çalışmalarına 1998 yılından itibaren Makina Mühendisleri Odası Tiyatro Topluluğu, sonrasında Bornova Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nda devam etti. Şehir Tiyatrosu dışında Ali Poyrazoğlu ve Erhan Yazıcıoğlu gibi isimlerle çalıştı. 2004-2006 yılları arasında Ankara’da Gençlik Hizmetleri Daire Başkanlığı için tiyatro liderliği ve danışmanlığı yapan Erdoğan, 2005 ve 2010 yıllarında T.C. Başbakanlık görevlendirmesiyle Japon Hükümeti tarafından Birleşmiş Milletler Üniversitesi ile beraber organize edilen uluslararası gençlik ve kültür programlarına katıldı. Bu programlar dahilinde Sydney’de NIDA (National Institute of Dramatic Art), Tokyo’da NIYE (National Institution for Youth Education), Yeni Zelanda’da TePapa Tongarewa, Hindistan’da Rajiv Gandhi Enstitüsü gibi kurumlarda yerli kültürler ve geleneksel performans sanatları üzerine yapılan çalışmalara katıldı ve Prof. Sonoda Hidehiro’dan Kültürlerarası Öğrenme eğitimi aldı.

2006 ve 2008 yıllarında Almanya’da Johannes Galli ile “Risk altındaki çocuklar için tiyatro eğitmenliği” ve “Corporate Theatre” çalışmaları yapan Erdoğan, 2009 yılında Polonya Grotowski Enstitüsü’nün Brzezinka, Wroclaw’da düzenlediği “Regula Contra Regulam” performans sanatları araştırma programına yönetmen olarak katılıp, “Antigone” performansını yönetti. 2011 ve 2012 yıllarında Romanya ve İspanya’da “Forum Tiyatrosu” ve “Social Theatre”, 2013 yılında Polonya’da “Drama Terapi” ve İtalya’da Eugenio Barba’dan “Yönetmenlik-Masterclass” eğitimleri aldı. Tiyatroya başladığı andan itibaren birçok oyunda oyunculuk ve yönetmenlik yapan Onur Erdoğan, ilk yönetmenlik deneyimi olan Albert Camus “Yanlışlık” oyunu ve Şehir Tiyatrosu’nda yönettiği “Oyunun Oyunu” “Cadı Kazanı” “Metot” ve “Sessizlik” oyunlarının hafızasında önemli bir noktada tutuyor. Erdoğan hali hazırda Bornova Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nda Genel Sanat Yönetmenliği görevini yürütüyor.

BBŞT Hakkında

Bornova Belediyesi Şehir Tiyatrosu, çalışmalarına ilk kez 1992 yılının Mart ayında başladı. İlk olarak “Çizmeli Kedi” adlı çocuk oyunu ile “Kuşlar İzmir Üstünde Uçar” adlı şiir dramatizasyonunu sahneleyen BBŞT; bu sürecin devamında aralıksız her sezon yetişkin ve çocuk oyunlarına devam ederek, yurt içi ve yurt dışı birçok festivale katıldı. 2007-2008 sezonuyla beraber yeni bir yapılanmaya giren tiyatro, tiyatro sanatının her disiplininde profesyonel kadrolar oluşturarak İzmir Devlet Tiyatrosu’ndan sonra şehirdeki tek kadrolu repertuvar tiyatrosu olma niteliğine kavuştu. Beş farklı yaş grubuna, on sınıfta, tiyatro ve drama kursları vererek her yaştan tiyatrosever Bornovalılara fırsat sunan BBŞT; sistemli bir şekilde hedeflerini büyüterek, gerek sahneleyeceği oyunlar ve üreteceği projelerle, gerekse verdiği eğitimlerle çağın gerektirdiği modern anlayışı yakalama ve biçimlendirme hedefiyle hareket ediyor.

Yerel ve ulusal olmak üzere, hemen her alanda birçok ödülün sahibi olan Bornova Belediyesi Şehir Tiyatrosu, 8 Mart 2010 Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde, oyunlarını sahnelediği 3 salonuna, Türk Tiyatrosunun duayen kadın tiyatrocularının ismini verdi. Bunlardan Prof. Dr. Sevda Şener’in ismi Uğur Mumcu Kültür ve Sanat Merkezi tiyatro salonuna, Nedret Güvenç’in ismi Çamdibi Kapalı Pazaryeri tiyatro salonuna ve Yıldız Kenter’in ismi de Altındağ Rekreasyon Alanı’ndaki tiyatro salonuna, kendilerinin de katılımıyla düzenlenen törenlerle verildi.

Bornova Belediyesi Şehir Tiyatrosu 2013 yılından itibaren, Bornova’da Belediye Meclisi kararıyla kurulmuş ve ülkemizde sayıları bir elin parmağını geçmeyecek kadar sınırlı olan ilçe bazında tiyatro müdürlüğü çatısı altında etkinliklerini sürdürmeye başladı. 2017-2018 sezonunda; bilet satış, sosyal medya görünürlüğü ve tanıtım organizasyonlarında yaptığı değişikliklerle İzmir genelinde daha fazla seyirciye ulaşmayı başaran BBŞT, düzenli olarak katıldığı uluslararası düzeydeki festivallerin yanı sıra sanatsal iş birlikleri yapıyor, profesyonel tiyatrolara konuk olmaya ve sahnelerini profesyonel tiyatrolara açmaya devam ediyor.